Türklük, Kürt (kısmen de Mongol) tarihi üzerinde inşa edildi…

0:00

Ahmet Zeki Okçuoğlu yazdi
Türklük, Kürt (kısmen de Mongol) tarihi üzerinde inşa edildi…
Malum İttihat Terakki Partisi, takma isimi Habib Adem olan istihbaratçı Naci İsmail’e (Pelister) Kürtler, Türkmenler ve Beynelmilel Usuli Temsili: İskan-ı Muhacirin (Milletlerarası Asimilasyon Metotları: Göçmenlerin İskanı) isimli kitapları yazdırdı.
Bu kitaplarda Kürtler ile alakalı ileri sürülen yalanlara inandırıcılık kazandırmak için müellif olarak üç Alman ismi kondu: Kürtler’in Dr. Frayliç, Türkmenler’in Dr. Frayliç ile birlikte mühendis Pauling, Beynelmilel Usuli Temsil: İskan-ı Muhacirin’in de Van P. Goç isimleri yazar gösteriyordu. Yine iddiaya göre bu kitaplar Berlin Şark Akademisi tarafından neşredilmişlerdi.
Oysa ne Dr. Frayliç, ne Mühendis Pauling ve Van P. Goç diye birileri ve ne de Berlin Şark Akademisi diye bir müessese mevcuttu.
Türk tarihçilerinin ileri sürdüğü yalanlardan bir tanesi de, Selçuklu İmparatorluğu dağılmaya yüz tuttuğu sırada Kürdistan ve Diyar-ı Rum’da (Anatolia) kurulan beylikleri kuran Oğuz (Gazan) aşiretlerinin Türk olduklarıdır.
Bu sahte tarih kitaplarında Kürtler ile alakalı ileri sürülen yalanlar, daha sonra çoğu akademisyen Türk tarihçileri tarafından (başka yalanlar da ilave edilerek) tekrarlanacaktı.
İlk defa Türk tarihçisi Ayşe Hür, kısmen de olsa, « İsfendiyaroğulları, Germiyanoğulları, Aydınoğulları Kürt’tür » diyerek bu sahte retoriği aştı.
Ayşe Hür, sdece bu üç beylik değil, Selçuklu Kürt İmparatorluğu’nun dağılma prosesinde Kürdistan ve Diyar-ı Rum’da kurulan beyliklerin kurucuları olan aşiretleri tekmilinin (Osmanlı da dahil) Kürt oldukları görecektir. Bunun delilleri, yukarıda sözünü ettiğim İttihat Terakki döneminde yazılan üç kitap da dahil Kürtler, Oğuzlar ve Türkmenler ile alakalı sair kaynaklarda mevcuttur.
Tarihi kaynaklar, Oğuzların ve Batı Türkmenlerinin Kürt olduklarını gösteriyor. Bunu görmeniz için 24 Oğuz aşireti ile alakalı kaynakları gözden geçirmeniz kafi.
Makaleye son vermeden, birkaç satırla Osmanlı’dan söz etmek istiyorum…
Osmanlı’yı Oğuz/Kayı aşireti tarafından kurulduğu nazariyesi Paul Wittek tarafından çürütüldükten sonra, bir kısım Türk tarihçisi, Osmanlı Beyliği’nin Oğuz/Karakeçi (Qergêçî) aşireti tarafından kurulduğunu ileri sürmeye başladılar. İddiaya göre pek çok Oğuz/Türken aşireti gibi Karakeçili aşireti de, Mongol baskısı neticesinde Türk yurdu dedikleri Horasan (Khoristan) göç ederek Urfa/Siverek’e yerleştikten sonra Kürtleşmişlerdi.
Realiteye rağmen Karakeçililerin aslı hususunda tereddüte kapılanların, Türk milliyetçiliğin babası Ziya Gökalp, yine İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından yazdırılan Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler isimli raporuna ve Uzun Hasan’ın Ebubekir Tıhrani’ye yazdırdığı Kitabı Diyarbekiriye’ye bakmalarını tavsiye ediyorum.
Khorasan’a (Khoristan) Kürt coğrafyasının, Kürdistan ve Aran (Kafkasya) ile birlikte kadim üç bölgesinden biridir.
Bugün bile Khoristan nüfusunun büyük kısmını Kürtler ve Kürdi halklar teşkil ediyor. Bölge bölgede kısmen de Mongol asimilasyonunun mahsülü Çin asıllı Doğu Türkmenleri ve sair halklar yaşıyorlar.
Osmanlı tarihi, biri birinden farklı üç döneme ayrılmaktadır: Osmanlı’nın Kürt Tarihi; Osmanlı’nın devşirme tarihi; Osmanlı’nın Türk tarihi.
Osmanlı’nın Kürt tarihi, beylik olarak kuruluşundan Konstantinopolis’in işgali ile başka bir boyuta geçtiği dönemi kapsar.
Konstantinopolis’in işgali ile başlayan Osmanlı’nın devşirme tarihi Tanzimat’a kadar devam eder.
Osmanlı Beyi II. Muhammed (Mehmet) Kayser-i Rum olarak Doğu Roma (Bizans) tahtına oturunca imparatorluğu devşirme esası üzerinden yeniden inşa etti. Köle statüsüne tabi olmalarına rağmen devşirmeler, zamanla devletin sahibi oldular.
Osmanlı’nın Türk tarihi, Osmanlı’nın 19. asırda İngiltere’nin himayesi altına girmesini takip eden Tanzimat döneminde başlar…
Bu dönemde milletler arası bir kararla, farklı etnik menşelerden gelen devşirmelere, Türk kimliği verildi; onlar da bu kimliği canı gönülden kabul ettiler.
Farklı halkları temsil eden Turk/Turkî ile onun muharrefi olan modern Türkler arasında etnik bir akrabalık yoktur. Akrabalık, Tanzimat döneminde Mongol dilinin bir diyalekti olan Çağatayca’nın Türkçe ismi ile resmi dil olarak kabul edilmesi ile, dil üzerinden tesis edilmiştir.‬
24 Temmuz 2024

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz