Son günlerde yine havada, ‘çözüm’ vaatleri uçuşuyor…

0:00

Ahmet Zeki Okçuoğlu Yazdı,

Son günlerde yine havada, ‘çözüm’ vaatleri uçuşuyor…
Neyi çözeceklerini de tam olarak söylemiyorlar. Söylerlerse Türkiye’de, onların tabiri ile ‘Kürt sorunu’ olduğunu kabul etmiş olacakları için ‘çözüm’ demekle yetiniyorlar.
Anayasayı değiştireceklermiş de, sözde Kürtlerin de istifade edecekleri bazı değişiklikler yapacaklarmış…
Anlayacağınız ne ismen, ne de cismen somut bir proje mevcut…
Daha önce pek çok defa başvurdukları bir taktik bu…
Türkler ne zaman siyaseten köşeye sıkışsalar bu taktiğe başvurarak Kürtler’e ne olduğu tam olarak belli olmayan üstü örtülü vaadlerde bulunuyorlar; sıkıntıyı atlatınca da onlara, “Nereden çıkarıyorsunuz bunları, Sizlere vaatte bulunduğumuz filan yok, oturun oturduğunuz yerde” diyerek onları önce bir güzel azarlıyorlar. Buna rağmen Kürtler hadlerini aşmaya devam ederlerse üstülerine ordularını salarak onlara hadlerini bir güzel bildiriyorlar.
Bunu ilk defa Birinci Dünya Savaşından sonra neoittihatçı kemalistler yaptılar. Kürtlerin bir kısmı Kemalistlerin bu sahte vaadine inanarak onları desteklediler. Aynı şeyi ikinci defa, Soğuk Savaş sonra iktidara gelen bütün Türk hükümetleri yaptılar İktidara gelen her Türk hükümetinin yaptığı ilk şey,’çözüm’den söz etmekti…
Kimi ‘Bask modeli’nden, kimi ‘Kürdistan realitesi’nden söz ediyor, kimi Avrupa Birliği’nin yolu Diyarbakır’dan geçer diyordu. Erdoğan işi daha da ileri götürdü.
Kürtleri büyük bir beklenti içine sokan Erdoğan, ani bir kararla rotayı değiştirerek kurduğu ‘çözüm masası’nı devirdi ve Mustafa Kemal ile yarışırcasına Kürt soykırımına başladı. Türk ordusunun yayınladığı rakama göre masayı devirdikten sonra Erdoğan 40 bini aşkın Kürdü öldürttü.
Eskiden bir parça da olsa utanma hissi vardı. Türk hükümetleri vaatlerine sadık kalmayınca, bir daha aynı vaatlerde bulunmuyordu.
Kurduğu ‘çözüm masası’nı deviren, sonra da Kırk binin üstünde Kürdü öldürdükten sonra, Erdoğan yüzü dahi kızarmadan onlara yeniden ‘çözüm’den söz ediyor.
Onu buna sevk eden şey de, İsrail’in yakın bir zamanda Hammas ve Hizbullahtan sonra Türkiye’nin sınırlarına dayanacağı ve Büyük Kürdistan’ı kuracağı korkusu…
İsrail’in bu projesine karşı Kürtlerin gönlünü alarak kendi saflarına çekmeye çalışıyorlar. Bunun karşılığında onlara vadettikleri ise, yeni anayasada yer alacak, ne oldukları bilinmeyen, bazı haklardan Kürtlerin de istifade edebilecekleri…
Asıl vahim olan Kürtleri temsilen sahneye sürülen siyasi partiler ve sair organizasyonları ile Kürt aydınlarının büyük çoğunluğunun Türklerin bu içi boş vaatlerine peşinen teşne olmaları…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz