Senelerdir ağızlarda sosyolog İsmail Beşikçi’inin şu sözü dolaşıyor…

0:00

Senelerdir ağızlarda sosyolog İsmail Beşikçi’inin şu sözü dolaşıyor…
“Kürtlerin Araplara, Farslara, Türklere bitmeyen bir aşkı var. Ama Kürd’ün Kürd’e bağlılığı yok.”
Sosyolog İsmail Beşikçi, burada kendince iki tespitte bulunuyor: birincisi, Kürd’ün Araplara, Farslara, Türlere aşık olduğu; ikincisi, Kürtlerin Araplara, Farslara, Türklere hissettikleri aşkı, biri birlerine karşı hissetmedikleri.
Sosyolog İsmail Beşikçi’nin Kürtler hakında yaptığı bu iki analiz de hilâf-ı hakikattır.
Her şeyden önce Kürtleri, maruz kaldıklar milletler arası kolonyalist sistemin tesiri neticesinde, kimliklerine sadakati devam ettiren Kürtler ve efendilerinin kimliğine angaje olan devşirme Kürtler olarak ikiye ayırmak gerekir.
Devşirmeyi Kürt’ten saymak doğru değildir.
Hatta Devşirme, dil ve kültür itibariyle asimile edilen Kürt’ten de farklı bir kategoriye mensuptur.
Dil ve kültür itibarı ile asimile edilen Kürt’ten farklı olarak devşirme, zihnen de asimile edilmiştir.
Sosyolog İsmail Beşikçi bu ayırımı yapmıyor ve bütün Kürtleri aynı kategoride değerlendiriyor.
Siyasi boyutu bir yana, kimliğini yitirmeyen sıradan Kürtler bile, Arabı, Farsı, Türkü asla sevmezler, hatta onlardan nefret ederler, dahası onları kendilerinden Küçük görerek aşağılarlar.
Beşikçi’nin, ‘Kürd’ün Kürd’e sevgisi yok’ sözüne gelince…
Bir Kürt olarak, Kürdün Kürd’e sevgisi, Beşikçi’nin sözünü ettiği milletlere mensup olanların biri birlerine duydukları sevgiden çok fazla olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.
Genel olarak her Kürt, kendisini şahsen tanımasa bile bir soydaşının, sadece Kürt olduğu için değil, herhangi bir sebeple bir veya birden fazla Arap, Fars veya Türk’ün saldırısına maruz kaldığını gördüğünde, kendisi bakımında doğuracağı neticeleri düşünmeden, onun yanında yer alır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz