Aştyako Pûrkerim, Kürdistan Bağımsızlık Hareketi Lideri
Kürdlerin, Üçüncü Dünya Savaşı ve Yeni Orta Doğu haritasının şekillendirilmesindeki rolleri. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının sona ermesi, Orta Doğu’da devletsiz kalan Kürdler için uzun erimli bir soykırım oldu. Kürdler ve Beluciler gibi devletsiz ve savunmasız milletlerin siyasi, coğrafi meseleleri ve farklı inanç gruplarının güvenli yaşam hukuku sağlanmadan keza İran ve Türkiye gibi klasik kolonyalist dikta rejimler elimine edilmeden ortadoğu barış ile yönetilemez.
NATO, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi güç merkezlerinden siyasi, ekonomik, askeri destek alan İran ve Türkiye tipi çağ dışı rejimlerin DEAŞ, El Nusra, Haşd-i Şabi gibi ekstremist cihatçı çetelerle resmi işbirliği içinde olmaları ve ABD, AB hükümetlerin bu tehlikeye müdahale etmemesi düşündürücü bir çelişkidir.
İnsan öldürmekten başka bir meziyetleri olmayan bu din tüccarı gerici rejimler ve organize ettikleri para militer güçlere müdahale edilmelidir. Rusya Ukrayna savaşı, İran ve Türkiye’nin yüz yıllık Kürd savaşı ve Kürdistan işgali, Hamas İsrail savaşı gibi bölgesel savaşlar barışçı çözümlere evrilmezsa üçüncü dünya savaşı kaçınılmaz olur.
Özellikle İran ve Türk sömürgeci, işgalci rejimlere müdahale edilmelidir. Suriye, Irak, Kürdistan, Azerbaycan, Ermenistan, Filistin ve Lübnan’da Şii, Sünni paramiliter terör grupları üzerinden yayılmaları engellenmelidir.
Bilindiği gibi Amerika’nın Afganistan ve Irak müdahalesi, Tunus, Libya, Mısır ve nihayetinde Suriye’de Arap baharı’nın başlaması, Orta doğu’da belli değişimlere yol açtı. Gerici statükocu rejimlerin konforu sarsıldı ve toplumsal gerilimlerin fay hatları dikta rejimleri hedefledi ve savaş planlarını açığa çıkardı. Bu savaşların etkisi 7 Ekim 2023 tarihinde İran’ın gizli müdahalesi ve bu rejimin yetiştirdiği terörist unsurlar aracılığıyla alevlendi ve yayıldı.
İran, sahte sınırlarının ötesinde dolaylı olarak vekalet savaşı yürütmeye devam mı edecek, yoksa doğrudan İsrail ile Hamas, Hizbullah ve diğer gruplarla beraber süren savaşa mı girecek?
Bölgede ve dünyada terörizmi beslemek ve ihraç etmek, ayrıca İran tarafından oluşturulan ve doğrudan desteklenen “Direniş Ekseni” adında bir cephe kurmak, İran rejimini İsrail, Amerika, Avrupa ve bazı Arap ülkelerine karşı bir savaşa zaten sürüklemiştir.
İran’ın Direniş Ekseni kurmasının amacı, Lübnan’daki Hizbullah, Irak’taki Haşd-i Şabi ve diğer bazı gruplar, Filistin’deki Hamas, Yemen’deki Husiler ve Asya ile Afrika’daki bazı örgütlerden oluşan “Şii Hilali”ni yaratmaktır. Bu durum, İran’ın küresel çapta uluslararası terörizm kaynağı olarak görülmesine neden olmuş ve bu terörizm kaynağı olarak yakın bir zamanda hedef alınacağını işaret etmektedir. Böylece İran, Orta Doğu’nun siyasi haritasında yaşanacak değişimlerin ana merkezi haline gelmektedir.
İran’ın bölgede hegemonya döneminin sona ermesi, İran’ın yetiştirdiği terör örgütlerine yapılan saldırılarla ve bu rejimin kanatlarının kesilmesi ile başlamıştır. Bu durum, İran’ın işgalci, saldırgan ve ortaçağ zihniyetine sahip rejiminin sona erdirilmesinin başlangıcını işaret eder.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin öldürülmesi, Pezeşkiyan’ın yeni Cumhurbaşkanı olarak atanması ve İsmail Haniye’nin İran’ın en güvenli bölgelerinde öldürülmesi, İran’ı bu rejimin sona ermesine neden olacak bir savaşa sürükleyecek olan aynı denklemin birbirine bağlı ve tamamlayıcı parçalarıdır.
İran rejiminin çöküşüyle birlikte, Irak ve Suriye zayıflayacak ve Kürtler, Doğu, Güney, Batı ve Kuzey Kürdistan’da bölgenin ana siyasi aktörlerinden biri haline gelecektir.
İran rejiminin çöküşü, Kürdistan’ın dört parçasının tam özgürlüğü için tarihi ve önemli bir fırsat olabilir. Kürdistan’ın siyasi partileri ve hareketleri, Kürdistan’ın ulusal çıkarları doğrultusunda olumlu bir rol oynamak için hazırlık yapmalı ve güçlerini birleştirmelidir. Bütün Kürd siyasileri birey ve grup çıkarlarını Kürd ulusal davasına feda etmelidir.
Ortadoğu bölgesinde yaşanan savaş, eskimiş diktatör rejimleri değişime götürecek. Bu fırsatı Kürdistan’ın bağımsızlık ve devletleşme hedefine dönüştürmenin tek yolu hazırlıktır. Yaşanan alt-üst oluşlar ve Ortadoğu’daki bu savaş, yeni Ortadoğu haritasında ve Kürdistan meselesinde, işgal altındaki diğer milletlerle birlikte belirleyici bir rol oynayacaktır.
O nedenle Amerika’nın Irak ve Suriye’de konuşlu olmasi sömürgeci, diktatör bölge rejimlerin değişimi için gereklidir. Baas rejimlerin bertaraf edilmesi Güney Kürdistan’da federalizm, Batı Kürdistan’da özerklikle sonuçlandı. İran ve Türk sömürgeci, teokratik rejimler de ayni yolu izliyor. Kitlesel şiddet ve işgal politikasıyla benzer sonucu yaşaması kaçınılmazdır. Savunmasız Kürd Milletine ağır katliam ve savaşlar uygulandı. Bu savaşın nihai sonucu Kürdistan milletin geleceği için kader belirleyici olacaktır.